Be Well

Vicdanlı bir moda mümkün

Son yılların en öncelikli sorunu olan iklim krizi ve doğa tahribatı, moda endüstrisinin de alarmı kapsamında. Birçok marka bu konuya öncelik vermiş durumda. İşte çevreye duyarlı tasarımlar ve etkinliklerden yüzümüzü güldüren haberler...

Son dönemde tüm dünyada gittikçe yaygınlaşan “karbon ayak izi” tartışmaları ve iklim krizi yakın dönemde ülkemizde de çoğu çevreci aktivistler olmak üzere belirli grupların gündeminde. Moda endüstrisi de bu konuya öncelik vermiş durumda. Sürdürülebilir moda dediğimizde, akla ilk olarak çevre dostu, hayvan haklarını koruyan ve farkındalığı yüksek bir tasarım ve üretim etiği geliyor. Son yıllarda moda sektörü de bilinçleniyor, bu konuda adımlar atıyor. Günümüzde modanın sürdürülebilir olması oldukça önemli. Önemli diyoruz çünkü, yapılan araştırmalara göre, moda endüstrisinin karbon etkisi havayolu endüstrisinden daha büyük. Kısacası, moda endüstrisi dünyadaki kirliliğe en büyük etkilerden birini gerçekleştiriyor. Ancak bu durumu tersine çevirmek, doğa dostu bir tüketim anlayışına geçmek mümkün. Bu nedenle önde gelen moda markaları ve tasarımcılar rotasını sürdürülebilirlik kavramına çeviriyor, karbon ayak izlerini azaltmak için çalışıyor. Karbon ayak izi kavramını bilmeyenler için bireyin insansal faaliyetleri sonucu doğada meydana getirdiği karbondioksit miktarı şeklinde tanımlayabiliriz. Başka bir ifadeyle insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsü. 

Hızına yetişemediğimiz teknolojik gelişmeler, küreselleşen dünya ve baş döndürücü tüketim çılgınlıklarımız nedeniyle aslında hepimiz bu durumun sorumluları arasındayız. Her zamankinden daha fazla kıyafet alıyoruz ve daha az sıklıkta eskilerimizi giyiyoruz. İşte tam da bu nedenle sorumluluk almalı ve elimizi taşın altına koymalıyız. Peki nasıl? Öncelikle şunu belirtelim, bu durumun tek bir çözümü ya da cevabı yok. Çevreyi koruma çabalarının her biri zincir görevinde ve birbirini tamamlıyor. Burada moda markaları kadar biz tüketicilere de görev düşüyor. Tüketiciler alışveriş yapma şekillerini gözden geçirmeli ve “İyi görünme ve kendimi iyi hissetme ihtiyacımı karşılayacak şekilde nasıl daha sürdürülebilir bir şekilde alışveriş yapabilirim?” sorusunu öncelikli hale getirmeli. Kısacası kıyafetleri atılabilir olarak düşünmeyi bırakmalı ve bir giysinin yaşam döngüsünü kapalı bir döngü olarak ele alan dairesel moda ilkelerini benimsemeliyiz. 

 

Gucci ArtLab_1.jpg

Moda dünyası ise bu hassas konuda örnek teşkil eden adımlar attı ve görünen o ki atmaya da devam edecek. Geçtiğimiz aylarda imzalanan moda paktı bu adımların en somut örneği.  Fransa’da gerçekleşen G7 Zirvesi’nde 32 moda devi “Fashion Pact” anlaşmasını imzaladı. Anlaşma, 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarını gidermeyi, tek kullanımlık plastiklerin 2030 yılına kadar azaltılmasını, sentetik materyallerin yıkanmasından kaynaklanan mikro elyaf kirliliğini yok etmeyi hedefliyor. Daha sürdürülebilir moda için söz verenler arasında adidas Originals, Burberry, Chanel, Giorgio Armani, H&M Group, Inditex, Karl Lagerfeld, Prada Group, Puma, , Ralph Lauren, Selfridges Group, Stella McCartney, Tapestry gibi markalar yer alıyor.

GuccI’den bir ilk

Sektörünün neden olduğu çevre kirliliği konusunda kendine düşen sorumluluğu, sürdürebilirlik çalışmalarıyla üstleneceğini belirten Gucci, karbon kullanımının tamamen nötrleneceğini bildirdi.  Marka bu amaca ulaşmak için düşük etkili alternatiflere şans verirken; sürdürülebilir malzemeler, sürdürülebilir kaynak kullanımı ve üretim verimlilikleri konularında bir dizi girişim başlattı. MArka ayrıca tüm tedarik zincirindeki sera gazı emisyonlarını dengeleyeceklerini açıkladı.

Çevreci bir adım atan İtalyan modaevi, karbon-nötr temalı New York Moda Haftası’nın hemen sonrasında yaptığı açıklamada, modellerin ulaşımından kaynaklanan emisyonlardan, kağıt davetiyelere son vermeye kadar radikal bir değişimin başlayacağını vadediyor.

The Guardian’a konuşan markanın CEO’su Marco Bizzarri “Biliminsanlarından gelen bilgilere göre ‘temiz bir dünya’ ihtimali gün geçtikçe, daha da uzaklaşıyor. Artık harekete geçmeliyiz” dedi. Gucci ulaşımda seyahat ayak izi bırakmamaya özen gösterecek ve podyumda geri dönüşüm ürünü olan ahşap kullanacak. Davetiyeleri ise Orman Koruma ve Gözetim Sertifikalı kağıtlara basılacak.

 

Gabriela Hearst S20 075.jpg

Bir öncü: GabrIela Hearst

Sürdürülebilirlik, ünlü marka Gabriela Hearst için her zaman bir öncelik oldu. Geçtiğimiz günlerde ilk karbon-nötr defilesini sunan Hearst, sürdürülebilir moda konseptini bir adım ileri taşıdı. Yalnızca tasarımlar değil; ulaşım ve enerji başlıklarında da minimum tüketimi hedefleyen marka, iklim değişikliği danışmanlık firması EcoAct ile çalışarak bu konuda da önemli girişimlerde bulundu. Defilenin sürecine uygun olarak doğal bir tema seçen marka, ikram olarak çiftlikten sofraya konseptindeki yiyecekler sundu. Marka doğadaki bulunan mucizelerden ilham aldığını söyleyerek, renk seçimlerini bu yönde yaptı. Ayrıca her davetlinin adına, gelecek nesillerin sağlıklı bir dünyaya sahip olması için çalışan “Our Children’s Trust” vakfına bağışta bulunan Gabriela Hearst, çevre duyarlılığı konusunda öncü bir marka. 

Yeni akım: çevrecilik

Kanada merkezli moda markası Frankie Collective’in sürdürülebilirlik hamlesi; Zara’nın da aralarında bulunduğu Inditex, Ganni, ASOS ve H&M gibi markaların sürdürülebilir tasarımların dışında geri dönüştürülebilir materyallar kullanıcaklarını açıklamaları; çervreci tasarım markası Stella McCartney’nin moda dünyasında karbon izini azaltma yönündeki adımları; moda ile sürdürülebilir yaşamı birleştiren küresel moda markası EDUN ve diğer tüm örnekler gösteriyor ki modaevlerinin başlattığı bu atılımlar, çevre bilincine haiz bir akımın öncüsü. Bu sene -ve umuyoruz sonraki senelerde de- podyumların öncelikli konusu çevreci moda akımı olacak. Amaç çok açık; çevrecilik ve sosyal duyarlılık. Duyurmaktan gurur duyuyoruz ki moda dünyasının yeni rengi yeşil; mottosu ise sürdürülebilirlik! 

 

Tags

Tavsiye edilen içerikler