Genç mimarın sıra dışı tasarımları
Mimari tasarımcı ve dijital sanatçı Ceren Arslan ile onu meslektaşlarından ayıran EXIT adını verdiği sanat projesi hakkında konuştuk.
New York’ta yaşayan ve mimari tasarımcı ve dijital sanatçı Ceren Arslan’ın ana çalışma alanları binalar, iç mekanlar ve konsept tasarımı olmakla birlikte, Ceren’i meslektaşlarından ayıran ve farklı bir noktaya taşıyan kendisinin EXIT adını verdiği ve yaratıcı bir ajans ve aynı zamanda bir sanat projesi niteliğinde çalışan ve tüm yaratıcı işlerinin toplandığı platformu.
EXIT projesi kapsamında ürün tasarımcılarından, müzik şirketlerine, moda dünyasından, kurumsal markalara uzanan iş birliklerine imza atarak dijital sanat alanında kendine sağlam bir yer edinmeye başlayan Ceren, bir yandan Milan Design Week gibi köklü tasarım showlarında işlerini sergilerken bir yandan da Archdaily Jurisi tarafından Architectural Visualization Ödülü’nu kazanan 8 mimardan biri olma ayrıcalığına sahip.
135 yıllık geçmişiyle NYC’nin en köklü üniversitelerinden biri olan Pratt Institute’tan 2018 yılında En Yüksek Onur Derecesi ile mezun olan Ceren Arslan, mezuniyetin ardından Brooklyn’deki Barclays Center tasarımı ve Slikon Vadisi’ndeki Google ofisinin yenileme projeleriyle bilinen SHoP Architects ve NYC’nin en köklü mimarlık ofislerinden biri olan ve Hudson Yards projesinin mimari KPF’te edindiği tecrübelerin ardından, şu anda profesyonel hayatına Amerika’nın en etkili mimarlarından biri olan ve sayısız başarılı projeye imzasını atan Kelly Wearstler için Konsept Tasarımcısı olarak devam ediyor.
"Bir mimarı tasarımcı olarak EXIT ile özgürleşmek istedim"
EXIT adını verdiği platformun çıkış hikayesini anlatırken “Bir mimari tasarımcı olarak özgürleşmek istedim’ diyen Arslan, büyük ölçekli projelerde zamanın yalnızca 1/3’ünün tasarıma ve kalan tüm zamanın ise uygulama ve koordinasyona ayrılması nedeniyle aslında kendisi için yarattığı ve fonksiyonel, yapısal ya da bütçesel gerçeklerle sınırlanmayan tamamen özgür bir tasarım dünyası EXIT. 2021’in Nisan ayında her hafta bir mekan tasarlayarak başlayan Arslan, her seferinde birbirinden farklı özgün bir konsept yaratarak şu anda 40’ın üzerinde çalışmaya ulaşmış durumda. İlk solo sergisini ise 20 çalışması ile geçen yıl New York Soho’da gerçekleştiren sanatçı, bu platformu aynı zamanda kendi kişisel arşivi olarak da görüyor.
Başta tamamen mimarlık mesleğinin gerçek hayatta uygulandığında törpülenmesine karşı verdiği bir tepki olarak başlayan bu çalışmalar hızla marka ve tasarımcı işbirliklerine doğru evrilerek Arslan’a çok farklı deneyimler kazandıran bir proje olarak yoluna devam ediyor.
DJ Carlita’nin yeni müzik projesi olan SENZA FINE’nin ev sahipliği yaptığı Türk tasarım markası RAISA VANESSA’nın NYFW’te düzenlenen defilesi ve devamında gerçekleşen, sahne tasarımı ve prodüksiyonuyla öne çıkan gecenin Kreatif Direktörlüğünü üstlenen Arslan, bu event için yaklaşık 6 aylık bir çalışma yaparak markanın vizyonu, estetiği ve sahne tasarımları ve üretim süreçleriyle de bizzat ilgilenmiş.
Ceren Arslan’a en çok hangi sektörde iş yapmak istersin diye sorduğumuzda ise hiç duraksamadan verdiği yanıt ‘film sektörü’ oluyor. ‘’Henüz buraya adımımı atmadım ama en büyük hayallerimden bir tanesi bir filmin kreatif direktörlüğünü yapmak. Mesela Dune gibi, Budapeste Hoteli gibi filmler… Fiziksel bir setin içinde çekilmiş bir film de olabilir, dijital animasyonla üretilmiş bir film de. Hep mekanlar üzerine çalışıyorum, aktörler veya performans sanatçılarıyla çalışma fırsatım olduğunda hayal dünyamın bir filme dönüşmesini çok isterim.’’